Uyku Apnesi

Horlayan kişilerin bir kısmında horlamalar arasında solunumun bir süre için kesildiği ve sonra daha gürültülü bir horlama ile soluk alıp vermenin yeniden başladığı görülür.Solunumun bu şekilde kısa bir süre için ve az sayıda kesilme göstermesi önemli değildir.Eğer solunum kesilmeleri(apne) süresi 10 saniyenin üzerinde ve bu durum 1 saatte yedi defadan daha sık tekrarlıyor ise yaşamı tehdit eden bir hal almıştır ki tıp dilinde ?tıkayıcı uyku apnesi sendromu? olarak bilinir.Tıkayıcı uyku apnesi sendromlu hastaların bazılarında solunum durma süresi 1-2 dakikayı bulabildiği gibi saatte yüzlerce defa tekrarlayabildiği de görülebilir.Bu duruma genellikle yukarıda sözü edilen nedenler yol açarken nadiren kafa içi bir patoloji neden olabilir.

Uyku apnesi olan hastalar gün içinde uyuklarlar.Bir şey okurken, televizyon seyrederken veya birini dinlerken kolayca kendilerinden geçerler.Konsantrasyonları ileri derecede bozulmuştur.İş hayatlarında verimleri azalmıştır.Direksiyon başında da uyukladıklarından normal popülasyona göre 3 misli daha fazla trafik kazası yaparlar.Cinsel yaşamda da başarısızlık çekebilirler.Uyku sırasında kanda oksijen düzeyinin düşmesi uzun zaman periyodu içinde tansiyon yükselmesi, kalp ve akciğer yetmezlikleri, ritim bozuklukları, santral sinir sistemi dolaşım bozukluklarına yol açabilir.Baş ağrıları ve sinirlilik hali ile unutkanlık görülür. Çocuklarda gelişim bozukluğu, çene gelişim anormallikleri, sık kulak, sinüs ve boğaz enfeksiyonları, okulda başarısızlık gibi durumlar ortaya çıkabilir.

Horlama ve uyku apnesi daha çok orta yaş üzerindeki kilolu erkeklerde görülür.Boyunun kısa ve kalın, alt çenesi geride olanlarla alkol ve sigara bağımlılarında daha çok görülür.Kadınlarda daha az görülür.Menopoz sonrasında görülme olasılığı artar.Alkol ve sedatif ilaçlar uyku apnesini artırıcı etki yapar.

Horlama ve uyku apnesi sendromu ile bu sendromun tiplerinin ayırıcı tanısında kullanılan standart yöntem, uyku testi ?polisomnografi?dir. Bu testte beyin aktivitesi (EEG), bacak ve göğüs kaslarının aktivitesi(EMG), kalp ritmi(EKG), göz hareketleri(EOG), oksijen saturasyonu, burun ve ağızdan girip çıkan hava akımı ölçülür. Bu test için hasta bir gece hastanede tutulur.Ev şartlarında yapılabilecek daha basit şekilleri de geliştirilmiştir. Ayrıca gündüz uygulanan ve hastanın uykuya dalma süresini esas alan testler de vardır.

Tedavi edilemeyen uyku apnesi sendromlu hastalarda önemli komplikasyonlar gelişir. Kor pulmonale, kronik kalp yetmezliği, idiopatik hipertansiyonun sık görülmesinin yanı sıra, gece ölümleri normal popülasyona oranla daha fazladır. Bu nedenle mutlak tedavisi gerekir. Horlama ve obstrüktif uyku apneli hastaların tedavisinde öncelik hazırlayıcı nedenlerin ortadan kaldırılması üzerinde olmalıdır.Hastanın kilo vermesi sağlanır.Hareketli bir yaşam tarzı içinde olması istenir.Solunumu güçleştiren çeşitli üst solunum yoları rahatsızlıkları, özellikle burun tıkanıklıkları tıbbi ve cerrahi yollarla tedavi edilir.Uyku apnesine eşlik eden diğer hastalıkların üzerinde durulur. Alkol, sigara ve sedatifler yasaklanır. Özellikle akşam yemeklerinin erken ve hafif olması, sırtüstü uyunmaması sağlanır.Genelde hastalar tarafından iyi tolere edilemeyen, dili ve çeneyi önde tutmayı sağlayan ağız protezleri ile, burundan devamlı pozitif hava basıncı sağlayan (CPAP) gibi cihazların kullanımı önerilebilir.

Cerrahi tedavide kullanılan yöntemler çeşitlidir ve sadece horlama düzeyindeki hastalarda sonuçlar oldukça başarılıdır.Ağır apneli olgularda başarı oranı uzun vadede düşebilir.Horlama tedavisinde radyo dalgaları ile özellikle yumuşak damak rijiditesinin artırıldığı radyocerrahi uygulamaları son yılların gözde yöntemidir. Aynı uygulama gerektiğinde burun içi etler( konka) ve dil köküne de yapılabilir.Yumuşak damağı sertleştirmede pillar denen çubukların implantasyonundan da yararlanılabilir.

Laser uygulaması veya koterizasyon ile küçük dilin kısaltılması ve bazen yumuşak damak ön kısmının kısmen çıkarılması hafif horlama tedavisinde yararlı olabilir, ancak tekrarlamalar gerekebilir.UPPP kısa adıyla anılan ve bademcikler, küçük dil ve kısmen yumuşak damağın birlikte alındığı radikal bir ameliyat şeklidir. Yutak bölgesinin yan ve ön arka istikamette genişlemesine olanak sağlar, Yutak anatomisini değiştiren bu girişime rağmen horlama hastalarında %90, uyku apne sendromu olan hastalarda ise ancak %50 oranında başarı elde edilebilmektedir.Başarısızlığın söz konusu olduğu hastalarda problem dilin geriye doğru yerleşimli olmasından kaynaklanabilir. Böylelerinde dil kökünü öne ilerletici cerrahi tekniklerden yararlanılmalıdır.

Sonuç olarak, burundan solunum sıkıntısı çeken çocuk yada yetişkin kişilerin ve horlaması olan hastaların bir an önce tedavilerini yaptırmaları gerekir.Bu hastaların beslenmelerini düzenlemeleri ve daha hareketli bir yaşam biçimini benimsemeleri onlarda tedavisi daha güç olan uyku apnesi sendromu oluşmasını engelleyecektir.Uyku apnesi sendromu olan hastaların ise içinde bulundukları çok ciddi durum nedeniyle mutlaka ilgili hekime başvurarak tedavi görmeleri gerekir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ
kadın sitesi kategoriler