Beden Hareketleri

Bugün kentlerde oturan kadın ve erkek nüfusun büyük bir oranı çalışmaktadır. Bu insanlar bütün gün bürolarda ya da fabrikalarda kapalı kaldıkları gibi, akşamları da genellikle bir apartman dairesi olan evlerine hapsolmaktadırlar. Aslında çevre kirlenmesinden dolayı yararlı olduğu kuşku götürür kent havasından ne oksijen alabilecek kadar üzün ve erken dışarıya çıkabilmektedirler, ne de gün boyunca hareket edebilmekte ya da işleri gereği yaptıkları birkaç hareket kalıbının dışına çıkabilmektedirler. Sonuçta akşam evlerine “kazıklaşmış” vücutları, donuklaşmış gözleriyle bir takım şevksiz insanlar döner.

Bu bağlam içinde beden hareketlerinin iki önemli işlevi ortaya çıkar. Birincisi doğrudan sağlık ve güzellikle ilgilidir. Düzgün bir kan dolaşımına sahip olmak ve dolayısıyla pekçok hastalığı uzak tutmaktan, selülitlerin oluşmasını önlemek ve belirli alanlarda yağ tabakalarının kalınlaşmasını engellemeye kadar geniş bir alanı içerir. İkinci işlev ise ruh sağlığı ve dolayısıyla cinsel etkinlikle ilgilidir.

Beden hareketleri, fizik olarak vücudu rahatlattığında bununla eşanh olarak sinir sistemi de gevşer ve dinlenir. Ama bunun dışında beden hareketlerinin insanın morali üzerine yaptığı olumlu etkiden sözetmek gerekir. Sabah erken yapılacak egzersizler, insanı daha zinde kılmaktan öte, ona yeni güne başlamakta heves ve kendine güven verirler. Akşam egzersizlerinin etkisi ise insanın kafasını, geçirdiği günün yükünden ve etkisinden kurtarmak şeklinde olur. Bunun ille de jimnastik hareketleri biçiminde olması gerekmez.

Normalden farklı – ya mesafe olarak ya da hız olarak – bir yürüyüş de benzer etki yapacaktır. Günün geçen bölümüyle böylesi bir kopmayı sağlamak insanı evine dönmekten mutlu, eşiyle güzel dakikalar geçirmeye hazır ve hevesli kılar. Dolayısıyla çağdaş insanın yaşamında beden hareketlerinin mutlaka bir yeri olmalıdır.