Çok Kadınla Evlenme

Bu konuya gelince, İslâm’ın bazı hal­lerde buna müsaade etmiş olduğu doğ­rudur. Ancak İslâmiyet, bunu ne icat et­miş, ne de emretmiştir. Daha önceki din­lerde ve Araplar arasında zaten mevcut olan üstelik sayışma sınır bile konma­mış bulunan bu konuya ilk defa İslâmi­yet el atmış ve belli bir sınır koymuştur. Zevceler arasında eşitlik ve adalet sağla­yamamaktan korkan erkeklere de tek kadınla evlenmeyi tenbih etmiştir (70). Kur’an’m konuyla ilgili ayetleri, esas he­defin tek kadınla evlenmek olduğu inti­baını vermektedir.

Tıpkı içki yasağında olduğu gibi bu konuda da tedricen azalt­ma yoluna gidilmiş, toplum tarafından kabul edilebilir, esnek bir politika takip edilmiştir. Çünkü çok kadınla evlenme o günkü Arabistan’da çok yaygın ve nor­mal sayılan bir adetti. Bir anda tek evli­liğe geçmek, çok sıkı müeyyidelerle bu­nu zorla herkese kabul ettirmek, takdir edilir ki oldukça zor bir mesele idi, top­lum ve aile hayatında telafisi güç mağ­duriyetlere ve haksızlıklara yol açabilir­di. En azından dine karşı duyulan infial, İslâm’ın yayılmasını geciktirebilirdi.

Birden fazla kadınla evlenmeye ilişkin hukukî müsaade devam ettiği halde, İs­lâmiyet uygulamada istediği hedefe doğru yavaş yavaş yol almaya devam etmiştir. Batıklar’ın çoğunlukla zannet­tikleri gibi, her Müslüman’ın evinde ka­labalık kadınlardan meydana gelmiş bir harem yoktur ve tarihin hiçbir devrinde halk için böyle birşey sözkonusu değil­dir. Denebilir ki, İslâm hukukunun, ko­nuya ilişkin bu müsaadesi de toplum ve aile hayatı için bir emniyet sübabı gör­müş, daha kötü durumların meydana gelmesini önlemiştir. Çünkü hiçbir şekil ve mazeretle birden fazla kadınla evlen­meye müsaade etmeyen hukuk sistemle­rinin katı tutumu, bazı zauretler karşı­sında buna müsaade eden esnek bir tu­tumdan daha kötü sonuçlar doğurabilir. Bazı hallerde meşru bir ikinci evlilik eş­leri ahlâk dışı yollara itilip, daha kötü çareler aramaktan korur, yuvarım yıkıl­masını, kadın ve çocukların daha kötü durumlara düşmesini önleyebilir. Zaten Batı toplumlarında çok kadınla evlenme yasağı yalnızca kanun kitaplarında kal­mış bir konudur. Annie Bessant’ın da dediği gibi, “Gerçekte sorumsuz bir çok evlilik usulü almış yürümüştür. Erkek metresinden bıkınca hemen başından savar, çünkü ona karşı hiçbir sorumluluğu yoktur” (71

İşte Batı ülkelerinde bu tür gayrımeş-ru ilişkilerden meydana gelmiş yüzbinlerce çocuğun, öteki meşru çocuklar gibi birtakım haklara kavuşturulması yolun­da zaman zaman çıkarılan geniş kap­samlı aff kanunları aslında bu aksaklık­lara geçici bir çözüm aramaktan başka birşey değildir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ
kadın sitesi kategoriler