Kısırlık ve Yapay Döllenme

Endüstri ülkelerinde çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerde yüzde 15-20 oranlarında kısırlık görülmektedir. Bir çift, bir yıl boyunca bebek yapmak isteyerek cinsel ilişkide bulunmasına rağmen bu sonuca ulaşamıyorsa kısır olarak tanımlanmaktadır. İstatistiklere göre, korunma yöntemi kullanılmadan devam ettirilen cinsel ilişkiler sonucunda, kadınların yüzde 25’i ilk bir ay içinde, yüzde 63’ü ilk altı ay içinde, yüzde 80’i ise ilk 12 ay içinde gebe kalmaktadır.

Kısırlık tanımındaki bir yıl bu istatistik sonuçlanna göre kabul edilmiştir. Oranlara bakarsak, kısırlık vakalarının yüzde 40’ı kadından, yüzde 40’ı erkekten kaynaklanmaktadır; yüzde 10’unda iki tarafın da sorunları üst üste gelmekte, geriye kalan yüzde 10’da ise sebepler bilinmemektedir. Kadın kısırlığının sebepleri ve bunu aşma yöntemleri araştırılmıştır. Bugün vakaların çoğunda çözüme ulaşmak mümkündür. Fakat kısırlık erkekten kaynaklandığında sorun daha karmaşıktır. Şimdilik, tedavilerden alınan sonuçlar pek memnun edici olamamaktadır: Öyle ki vakaların yüzde 35-40’ında kısırlığın sebepleri bile belirlenememektedir. Son yıllarda erkek kısırlığı vakaları artmıştır.

 

kısırlık

Halkın geniş bir kitlesi üzerinde yapılan incelemelere göre, meni sıvısındaki sperm sayısı, 1974’te ortalama 80-100 milyon/ml iken 1994’te bu sayı 20-40 milyona inmiş, son yıllarda ise daha da düşmüştür. Bu olgunun sebebi, özellikle cinsel yolla bulaşan hastalıklarda ve çevre kirliliğinde aranmaktadır. Kadın tarafından incelendiğinde, bugün genellikle 30 yaştan sonra ilk çocuğun istenmesi gebe kalmayı zorlaştırmaktadır. Çünkü yıllar geçtikçe yumurtalar genetik değişime uğrar ve birçok durumda, embriyonun oluşmasına izin vermezler ya da gelişimini engellerler. Çiftlerde kısırlıktan giderek daha sık söz edilmektedir.

Birçok durumda, kısırlık tek başına sorun oluşturmayacak problemlerin üst üste gelmesiyle ortaya çıkar. Bireyde yalnızca üreme şansını azaltacak bir problem, diğer sorunlarla bir araya gelince üremeyi engelleyebilmektedir. Şüphesiz, çiftin kısırlığı ailenin uyumunu etkilemektedir. Evlat edinme imkanının genişletilmesi, soruna yalnızca kısmen çözüm olabilmektedir. Bu sebeple kısırlığı tedavi etme yöntemlerinde gelişmeler kaydedilmektedir.

Yapay dölleme teknikleri giderek daha güvenilir ve daha az travmatik, dolayısıyla daha uygulanabilir hale gelmektedir. Öte yandan, bu konuda çeşitli ülkelerdeki yasalarla ilgili sorunlar artmaktadır. Ayrıca, kısırlığın baştan önlenmesinin önemi unutulmamalıdır. Birincil önlem, üreme organlarına zarar veren enfeksiyon ve hastalıkların kontrol altına alınması, çevre koşullarından, beslenmeden, iş ortamından kaynaklanan zarar ve travmaların engellenmesidir. Yapay dölleme ile dünyaya gelen bebek sayısı her yıl artmaktadır.

Açıklanan veriler homojen dağılım göstermemekle birlikte gerçek durumu yansıtmıyor olabilirler. Avrupa’da bazı merkezlerde tedavi gören çiftlerin yalnızca yüzde 25’i olumlu sonuç almıştır. Yani bu tekniklerin başarı yüzdesi şimdilik çok yüksek değildir. Ayrıca, basan ile doğumu gerçekleşmiş bebekleri değerlendirdiğimizde, olumlu sonuçlar yüzde 12’lerdedir. Yapay yolla başlatılan gebeliklerde bazen olumsuz sonuçlar gözlenir. Bebeğin düşmesi, prematüre doğumlar ve düşük kilolu doğum vakalarının sayısı kendiliğinden oluşan gebeliklere göre biraz daha yüksektir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
  1. majdxoshnaw dedi ki:

    benim hormonatim yuksek ilaci varmi

BİR YORUM YAZ
kadın sitesi kategoriler